Ayrıntıların Önemi 2-Kitap Güncelleme 12
Gelecekten Mucize İksirler Kitabını Okumuş Okuyucular İçin Güncelleme 12 Kitaptaki Ayrıntıların ve Yediklerimin Önemi
Biliyorsunuz videolarda daha önce de kitaptaki ayrıntıların öneminden bahsettim. Hatta iyileşene kadar ilk 1.5 ay meyve yemediğimi de söyledim. Ayrıntıların ve ilk 1.5 ay iyileşene kadar yediklerimin öneminden biraz daha bahsetmek istiyorum. Bilim adamlarımız bu konularda da inceleme,araştırma ve açıklama yaparlarsa sevinirim.Bu yazıyı yazıyorum çünkü bana göre kitaptaki karışımlarla birlikte,kitapta bahsettiğim yediğim şeyler ve diğer verdiğim ayrıntılar da çok önemli.Onların da araştırılması gerekiyor.
Şimdi anlatacaklarımın aslında kitapta bahsettiklerimle pek alakası yok. Ancak ilk 1.5 ay yediklerime dikkat etmemin ya da kitaptaki diğer ayrıntıların ne kadar önemli olabileceğini vurgulamaya çalışıyorum.
Lise yıllarında şehirlerarası bir otobüs seyahatinde yanıma orta yaşlı bir adam oturdu. Tedaviden dönüyormuş. Bana iki böbreğinin çürüdüğünden bahsetti. Kaşık kaşık pul biber yiyormuş. Uzak dur kesinlikle yeme kardeşim filan dedi. Pul biberi sonraki yıllarda araştırdım. Okuduklarım potasyum oranının yüksek olduğunu gösterdi. Potasyum kalp ve karaciğer için önemli ve olmazsa olmaz bir madde. Ancak böbrekleri yoruyormuş. Hatta fazla kullanımı kalbi bile durdurabiliyor. Amerikada idam cezalarında potasyumun bir çeşidi kullanılıyor. Zaten kitabımda biliyorsunuz sodyum potasyum dengesinin öneminden bahsettim. Karışımlardaki maddelerden biri de bu dengenin korunmasına yardım ediyor.Vücuttaki görevlerinden birinin bu olduğunu söylüyor araştırmalar. Kitaptan dolayı zaten bunu biliyorsunuz.
Mesela bana göre böbreklerim düzgün olmasaydı,böbrek fonksiyon testlerim bozuk olsaydı ilk 1.5 ay muz,pul biber ya da sarımsak gibi potasyum oranı yüksek şeyler yeseydim, tansiyon problemi yaşayabilir, ya da böbrek fonksiyon testlerim daha da bozulabilirdi. Aynı şekilde salatalara kattığım şeyi katmasaydım bağırsak tembelliği yaşayabilirdim. Şu an böbreklerim,karaciğerim ve akciğerlerim düzeldiği ve tansiyon sorunum da kalmadığı için karışımları kullandığım dönemlerde her şeyi yiyebiliyorum. Yani artık muz da,pul biber de,sarımsak da yiyebiliyorum.Zaten sarımsakla ve bitkilerle tedavi ile ilgili düşüncelerimi kitapta paylaştım.Ama ilk 1.5 ay beslenmeye dikkat ettim. İyileşme döneminde bu dikkati göstermeseydim ciddi sorunlar yaşayabilirdim.Kitaptan biliyorsunuz zaman zaman sadece Karışım 1’i ve sadece Karışım 2’yi kullandığım zamanlar oldu. Ama videolardan dolayı biliyorsunuz ki tüm hastalıklarım düzeldiğinde iki karışımı da birlikte kullanmaya başlamıştım.
Potasyumla ilgili söylediklerimi doğrulayan bir haber ilginizi çekebilir:
Haberi okumak için lütfen tıklayın.
Potasyumla ilgili böbrek hastalarını ilgilendiren bir başka haber. Haberdeki böbrek hastaları için uyarı kısmını okuyabilirsiniz:
Haberi okumak için lütfen tıklayın.
Bilim adamlarımız herşeyi anlayabilmek için kitabı okuduktan sonra,hazırladığım ek bilgiler içeren videoları da izlemeli diye düşünüyorum. Buradaki yazılar,kitap ve videolar bir bütün haline geldi.
Bu arada sorular alıyorum. Daha net konuşayım. Şubat 2017 itibariyle karışımlarda kullandığım maddelerin kilosunu 8 tl civarında bir ücrete alıyordum. Ancak bu ürünlerden sadece birinin kilosuna 150 euro isteyen kimya firmaları olmuş. Eğer araştırma görevlilerimiz internette iyice araştırırlarsa fiyat listesi olan kimya firmaları bulabilirler. Bu maddeler dünyada tüketiminden fazla üretilen maddeler. O yüzden yüksek meblalarda satılması mümkün değil. Ben kitapla,videolarla ve buradaki yazılarla görevimi tamamladım. Gerisi bilim adamlarımızın işi.
Ayrıca kitap okunduktan sonra izlemenizi istediğim güncelleme videolarında bahsetmiş olduğum bir meseleden de tekrar bahsetmek istiyorum. Kitapta verdiğim maddelerin yanında Cas No ve Ec No numaralarını da vermiştim. Burada belirttiğim maddelerin başka türleri olduğundan da sözetmiştim. Mesela 1.Karışımda kullanılan maddenin %49 luk bir versiyonu mevcut. Ben kitaptan bildiğiniz üzere %98lik olanı kullanıyorum. Ve bu yüzden %49luk olanın işe yarayıp yaramayacağını bilemem. Ayrıca %49luk olanın %51lik kısmında ne var onu da bilemem. Yani kendi kullandıklarım ve orada cas no ve ec nosunu verdiğim maddeler dışındaki şeyler hakkında yorum yapamam.Çünkü hiç bir fikrim yok. Kimyager değilim. Sadece kendi serüvenim,kendi yaptıklarım,kendi yaşadıklarım ve kendi bulduğum çözümler hakkında bilgim var. Tüm bildiklerimi de başta kitapla,sonra videolarla ve sonra da buradaki yazılarla araştırmacılara aktarmaya çalıştım.
Sevgili Dostlar, unutmayın ki her türlü desteğe her zaman ihtiyacım var. Paylaşımlarınız ve desteğiniz benim açımdan önemli.Bu büyük bir oyun!Zihin karışıklığı sevdiği için, bu kadar basit şeylerin idrak edilmesi zaman alabilir. Ama biliyorsunuz ortada yüzlerce araştırma var. Hatta Amerikan Sağlık Enstitüsünün kitapta verdiğim linkinde bu konularda yapılmış bazı deneyleri de görebilirsiniz. Vicdanım fazlasıyla rahat çünkü artık kitabı okuyan yüzlerce kişi farkettiğim ve bildiğim şeyleri biliyor.
Bu arada şunu da belirtmeliyim yaşadığım süreçte belki de en önemli şey düzenli tahlil yaptırmaktı. Tahliller sayesinde eksik olan şeyleri gerektiğinde tamamlama yada yediklerime dikkat etme şansı buldum.Ayrıca gittikçe iyiye giden tahliller ve röntgen filmim bana çok ciddi moral verdi.
Kitapta,videolarda ya da bu sitede cevapları olan sorulara yanıt vermiyoruz.Zaten doktor ya da sağlık görevlisi olmadığım için sağlıkla ilgili hiç bir konuda tavsiyede bulunma yetkim yok. Ben kitapta,videolarda ve bu sitede sadece başımdan geçenleri,hastalıklarımı,bunlara bulduğum çözümleri,araştırmaları ve iyileşme serüvenimi anlatıyorum. Bunun bilim adamlarımıza araştırmalarında yeni kapılar açacağını düşünüyorum.
Anlayışınız için şimdiden teşekkürler.
Sağlık ve sevgiyle kalın,
Vahdet Tobias Turkon